Ikamet

Yabancıların Almanya`da ikametini düzenleyen Ikamet Kanunu ile ilgili özet bilgi aşağıda sunulmuş olup, daha detaylı bilgi için Müşavirliğimizce gayri resmi tercümesi yapılan Alman İkamet Kanunu'nun Türkçe metnine bakılabilir.

1. GİRİŞ

 

1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe giren “Göçün Yönlendirilmesi ve Sınırlandırması ve Avrupa Birliği Vatandaşlarını ve Yabancıların İkametlerinin ve Entegrasyonunun Düzenlenmesine İlişkin Kanun - Göç Yasası”nın amacı 1’inci maddenin 1’inci fikrasında, “yabancıların Almanya Federal Cumhuriyeti’ne gelişlerinin yönlendirilmesi ve sınırlandırılması,  Almanya’ya yönelik göçün, ülkenin taşıma ve entegrasyon kapasitesi ile ekonomik ve istihdam politikasına ilişkin çıkarlarının gözetilmesi kaydıyla mümkün kılınması ve düzenlenmesi, aynı zamanda Almanya Federal Cumhuriyeti’nin bu bağlamdaki insani mükellefiyetlerinin yerine getirilmesinin temini” olarak ifade bulmuştur.

 

Kanun, “yabancıların ülkeye giriş, ikamet, çalışma ve topluma uyumlarına ilişkin” düzenlemeler getirmektedir. Almanya’da yabancıların ikamet hukuku ile çalışma hukuku Avrupa Birliği’nin bu doğrultudaki tavsiyesine uygun olarak birleştirilerek ilk kez aynı kanunda düzenlenmiştir.

 

Kanun’un 4’üncü maddesinin 1’inci ve 5’inci fıkralarında Türk vatandaşlarının AB-Türkiye Ortaklık Hukuku düzenlemelerinden doğan çalışma ve buna bağlı olarak da ikamet hakları tanınmakta, hak sahibi Türk uyrukluya bu hakkını yetkili mercice düzenlenecek bir ikamet müsaadesi ile teyit ettirme yükümlülüğü getirilmiştir. Kanun’a göre, yetkili mercice düzenlenen “ikamet müsaadesi”,  çalışma ve ikamet hakkı önceden Türkiye-AB ortaklık hukukuna göre doğduğu için hak doğurucu nitelikte bir müsaade sayılmamakta, bir anlamda “hakkın tescili” hükmünde değerlendirilmektedir.

 

Kanun, Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşları için gerekli ikamet izni alma zorunluluğunu kaldırmıştır. AB vatandaşları, sadece bulundukları bölgede ikamet bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

 

2. KANUNUN ÖNEMLİ MADDE İÇERİKLERİ

2.1. İkamet Müsaadesi Türleri

 

Kanunun 1’inci Bölümünü oluşturan „İkamet Kanunu“nun (Aufenthaltsgesetz) „İkamet Müsaadesi Sahibi Olma Gereği“ (Erfordernis eines Auenthaltstitels) başlıklı 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrası, yabancıların Almanya’ya giriş  ve Almanya’da ikametlerini, Kanun Hükmünde Kararname (Rechtsverordnung) veya Avrupa Birliği hukukunda (Gemeinschaftsrecht) farklı bir hüküm bulunmadıkça, ya da ortaklık hukuku düzenlemelerine (assoziationsrechtliche Bestimmungen) göre (Burada Türkiye-Avrupa Ortaklık hukuku anılmakta ve bu Yasa’nın içinde yeniden yer almaktadır) „ikamet hakkı“ (Aufenthaltsrecht) doğmadığı takdirde, „ikamet müsaadesi“ (Aufenthaltstitel) sahibi olmaları koşuluna bağlamakta, „ikamet müsaadesi“nin, “vize” (Visum), “oturma izni”(Aufenthalterlaubnis), Avrupa Birliği Mavi Kart (Blaue Karte-EU), yerleşme izni (Niederlassungserlaubnis) veya Avrupa Birliği sürekli ikamet izni (Erlaubnis zum Daueraufenthalt EU) türünde verileceğini hüküm altına almıştır. Anılan maddenin 2’nci fıkrası, Yabancılar, bir işte ancak, buna cevaz veren bir ikamet iznine sahip olmaları kaydıyla çalışabilirler. Yabancılar buna cevaz veren bir ikamet iznine sahip olmaları halinde, ancak bir işte istihdam edilebilir ya da diğer taraftan  ücret karşılığı  hizmet akdi veya istisna akdi ile çalıştırılabilirler ” hükmünü taşımakta, 4’üncü fıkrası, Federal Devlet bayrağını taşıma hakkını haiz gemilerin yabancı uyruklu mürettebatına da “ikamet müsaadesi” sahibi olma koşulunu getirmektedir.

 

Aynı maddenin 5’inci fıkrasında ise, “Avrupa Birliği ile olan Ortaklık Hukuku düzenlemelerine göre Almanya’da ikamet hakkı kazanmış olan bir yabancı uyruklu (Türk vatandaşları) bu hakkın mevcudiyetini bir ikamet müsaadesi düzenlettirerek teyit ettirmekle yükümlüdür” hükmünü haizdir. Burada Türkiye ile Avrupa Birliği arasında geçerliğini koruyan Ortaklık Konseyi Kararları (OKK) dikkate alınmaktadır.

 

2.2. İkamet Müsaadesi Verilmesinin Genel Koşulları

 

İkamet Müsaadesi Verilmesinin Genel Koşulları (Allgemeine Erteilungsvoraussetzungen) başlığını taşıyan 5’inci maddenin 1’inci fıkrası, “geçimin sağlanmış olması, kimliğin ve yabancının bir başka ülkeye geri dönüş hakkının bulunmaması halinde, tabiiyetin açıklığa kavuşturulmuş olması, bir sınırdışı edilme nedeninin mevcut olmaması, ikamet izni verilmesine ilişkin bir talep hakkının mevcut olmaması halinde yabancının ikametinin, sair bir nedenden ötürü Almanya Federal Cumhuriyeti’nin çıkarlarına halel getirmemesi veya bu çıkarları tehlikeye düşürmemesi, 3’üncü maddede öngörülen pasaport yükümlülüğü şartlarının yerine getirilmesi gerekir.” hükmünü getirmekte;  2’nci fıkrası, “oturma izni” , “yerleşme hakkı” veya “Avrupa Birliği sürekli ikamet izni” verilmesini, ayrıca, yabancının Almanya’ya gerekli “vize” ile girmiş olması ve bu ikamet müsaadesi türlerinden birinin verilebilmesi için gerekli bilgileri „vize talep formunda” beyan etmiş olması koşuluna bağlamaktadır.

2.3. Vize, Oturma İzni ve Yerleşme İzni

2.3.1. Vize

 

Vize başlığını taşıyan 6’ncı maddenin 1’inci fıkrası, bir yabancıya, AB’nin 810/2009 sayılı Direktifi hükümleri çerçevesinde, Schengen ülkelerinin hükümranlık alanından transit geçişler için Schengen Vizesi veya bu alana ilk giriş tarihinden itibaren 6 aylık bir süre içersinde planlanmış 3 aya kadarki ikametler için (kısa süreli ikametler) Schengen Vizesi ve Havaalanının uluslararası transit alanlarından transit geçişler için bir havaalanı transit vizesi verilebilmesini öngörmekte; 2’nci fıkrası AB’nin 810/2009 sayılı Direktifi çerçevesinde verilmiş Schengen Vizesi, özel hallerde ülkeye giriş tarihinden itibaren 6 aylık bir süre içerisinde toplam 3 aylık ikamet süresine kadar uzatılabileceğini,  Schengen Vizesi, AB’nin 810/2009 sayılı Direktifinin 33’üncü maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla, Federal Almanya Cumhuriyetinin siyasi menfaatlerinin korunması amacıyla veya devletler hukukundan kaynaklanan nedenlerle ulusal vize olarak 6 aylık süre içerisinde 3 ay daha  uzatılabileceğini öngörmekte; 3’üncü fıkrası ise, daha uzun süreli ikametler için ülkeye girmeden önce verilen Almanya Vizesi (Ulusal Vize) alınması gerektiğini, ulusal vize, oturma izni, AB Mavi Kart, yerleşme izni, Avrupa Birliği sürekli ikamet izni hükümlerine göre verilmesini,  ulusal vizeye bağlı yasal ikametin süresi, oturma izni, AB Mavi Kart, yerleşme izni veya Avrupa Birliği sürekli ikamet izni sahipliği süresinden sayıldığını hükme bağlamaktadır.

 

2.3.2. Oturma İzni

Oturma izni (Aufenthaltserlaubnis) başlıklı 7’nci madde, oturma iznini „süreyle sınırlı bir izin“ olarak tanımlamakta ve  kural olarak „eğitim“ veya „çalışma“ amacıyla verilmesini öngörmektedir. Ayrıca, istisnai olarak makul bir gerekçeyle başka bir amaçla da verilebileceği hükmünü getirmekte, iznin süresinin verilmesindeki amaca göre belirlenmesini emretmekte ve iznin verilmesi, süresinin uzatılması veya süresinin belirlenmesinde esas alınan koşulların ortadan kalkması halinde sürenin sonradan da kısaltılabilmesine cevaz vermektedir.

 

2.3.3. Oturma İzninin Süresinin Uzatılması


Oturma İzninin Süresinin Uzatılması, başlığı altında yer verilen 8’inci maddenin 1’inci ve 2’nci fıkraları, iznin süresinin uzatılmasında iznin verilmesi ile ilgili hükümlerin uygulanacağını, süre uzatılmasının yetkili merci tarafından  önceden (iznin verilmesinde veya süresinin son kez uzatılmasında) reddedilmiş olması halinde sürenin uzatılamayacağını öngörmektedir.

 

Söz konusu maddenin 3’üncü fıkrası ise, “Oturma izni uzatılmadan önce yabancının bir uyum kursuna düzenli olarak katılma yükümlülüğüne uyup uymadığının tespit edileceği,  yabancının, 44a maddesinin 1’nci fıkrası 1’nci cümlesine göre bir uyum kursuna düzenli olarak katılma yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde bu durum, oturma izninin uzatılmasına ilişkin karar verilirken dikkate alınacağı, oturma izni verilmesine ilişkin hak sahipliğinin mevcut olmaması halinde, 1’inci cümlede belirtilen yükümlülüklerin tekraren ve kabaca ihlali durumunda oturma izninin uzatılmasının reddedilebileceği,  oturma iznini verilmesine ilişkin hak sahipliğinin yalnız bu Kanuna göre mevcut olması halinde ve  yabancının toplumsal ve sosyal yaşama başka türlü uyum sağladığını ispat ettiği durum dışında oturma izni uzatılabileceği, konu hakkında karar verilirken yasal ikametin süresi, yabancının Federal Almanya’ya olan korunmaya değer bağları ile yabancının Federal Almanya’da yasal olarak yaşayan aile fertleri için ortaya çıkacak sonuçlar dikkate alınacağı, yabancının 44a maddesinin 1’inci fıkrasının 1’inci cümlesine göre bir uyum kursuna düzenli olarak katılma yükümlülüğünün bulunması halinde ve bir  uyum kursunu başarılı olarak tamamlamadığı  veya toplumsal ve sosyal yaşama başka türlü uyum sağladığını ispat etmediği sürece, oturma izni her defasında asgari 1 yıl uzatılacağı“ hükmünü içermektedir.

 

2.3.4. Yerleşme İzni

 

Kanun’un, “Yerleşme İzni” (Niederlassungserlaubnis) başlığı altında yer alan 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrası, „yerleşme iznini“ „süresiz bir müsaade“ olarak tanımlamakta; bu müsaadenin 47’nci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, çalışma hakkı tanıdığı hükmünü getirmekte olan 2’nci fıkrası, 5 yıldan beri oturma izni sahibi olması, geçimini güvence altına almış olması, yasal Emeklilik Sigortası’na en az 60 ay zorunlu veya isteğe bağlı sigorta primi ödemiş olması veya benzeri yardımlara hak kazanmak üzere bir sigorta veya sosyal bakım kuruluşuna ya da bir sigorta şirketine ödeme yapmış olduğunu kanıtlaması, kamu güvenliğine ve düzenine karşı ihlalin büyüklüğü veya tarzı veya yabancıdan kaynaklanan tehlike veya bugüne kadar Almanya’daki ikamet süresi veya yabancının Federal Almanya’ya olan bağları dikkate alındığında kamu güvenliği ve düzeninden kaynaklanan nedenlerin karşı çıkmaması, bağımlı çalışan olarak çalışmasına izin verilmiş olması,  çalışabilmesine ilişkin gerekli diğer izinlere sahip olması, yeterince Almanca bilgisine sahip olması, F.Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması, kendisi ve birlikte yaşadığı aile fertleri için yeterli büyüklükte bir konutu olması hallerinde yerleşme izni verilmesini öngörmektedir.

 

1’inci cümlenin 7’inci ve 8’inci bentlerinde belirtilen “yeterince Almanca bilgisine sahip olması ve F.Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması” şartlarının yerine getirildiği, bir uyum kursunun başarıyla tamamlanması halinde kanıtlanır. Yabancının bedensel, zihinsel veya ruhsal bir hastalık ya da özürlülük hali nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirememesi halinde bu koşullardan sarfınazar edilir. Bir mağduriyet halinin önlenmesi amacıyla 1’inci cümlenin 7’inci ve 8’inci bentlerinde yer alan “yeterince Almanca bilgisine sahip olması ve  F.Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması”, şartlarından vazgeçilebilir. Ayrıca, yabancının basit tarzda sözlü olarak Alman dilinde anlaşabilmesi ve 44’üncü maddenin 3’üncü fıkrasının 2’nci bendine göre bir uyum kursuna katılma hakkının olmaması veya 44a maddesinin 2’nci fıkrasının 3’üncü bendine göre bir uyum kursuna katılma yükümlülüğünün bulunmaması halinde aynı şekilde 1’inci cümlenin 7’nci ve 8’inci bentlerindeki belirtilen “yeterince Almanca bilgisine sahip olması, ve F.Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması” şartlarından sarfı nazar edilir.

 

Söz konusu maddenin 3’üncü fıkrası, yerleşme izni verilmesi için evlilik birliği içersinde yaşayan eşlerde, 2’nci fıkranın 1’inci cümlesinin 3, 5 ve 6’ncı bentlerinde belirtilen “Yasal Emeklilik Sigortası’na en az 60 ay zorunlu veya isteğe bağlı sigorta primi ödemiş olması veya benzeri yardımlara hak kazanmak üzere bir sigorta veya sosyal bakım kuruluşuna ya da bir sigorta şirketine ödeme yapmış olduğunu kanıtlaması,  bağımlı çalışan olarak çalışmasına izin verilmiş olması ve çalışabilmesine ilişkin gerekli diğer izinlere sahip olması” şartlarının  eşlerden biri tarafından yerine getirilmiş olmasının  yeterli  olacağını hükme bağlamaktadır.

2.3.5. Avrupa Birliği Sürekli Oturma İzni

 

Kanun’un, “Avrupa Birliği Sürekli Oturma İzni” (Erlaubnis zum Daueraufenthalt-EU) başlığı altında yer alan 9a maddesinin 1’inci fıkrası, „Avrupa Birliği süresiz oturma iznini„ süresiz bir müsaade“ olarak tanımlamakta ve bu Kanunla başka bir düzenleme getirilmedikçe Avrupa Birliği sürekli oturma izninin, yerleşme izni ile aynı değerde olduğunu hüküm altına almaktadır.

 

Söz konusu maddenin 2’nci fıkrası, bir yabancıya Avrupa Konseyinin 2003/109/EG sayılı Direktifinin 2’ici maddesinin b bendine göre; 5 yıldan beri oturma izni ile Almanya topraklarında ikamet etmesi, kendi geçimini ve geçimini sağlamakla yükümlü olduğu yakınlarının geçimini kalıcı ve düzenli bir gelir ile güvence altına almış olması, yeterince Almanca bilgisine sahip olması, F.Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeni ile hayat şartları hakkında temel bilgilere sahip olması, kamu güvenliğine ve düzenine karşı ihlalin büyüklüğü veya tarzı veya yabancıdan kaynaklanan tehlike veya bugüne kadar Almanya’daki ikamet süresi veya yabancının Federal Almanya’ya olan bağları dikkate alındığında kamu güvenliği ve düzeninden kaynaklanan nedenlerin karşı çıkmaması, kendisi ve birlikte yaşadığı aile fertleri için yeterli büyüklükte bir konutu olması hallerinde Avrupa Birliği sürekli oturma izni verileceğini öngörmektedir.

 

2.4. Almanya’ya Giriş ve Almanya’da İkamet Yasağı

 

Almanya’ya Giriş ve Almanya’da İkamet Yasağı (Einreise- und Aufenthaltsverbot) başlığını taşıyan 11’inci maddenin 1’inci fıkrası, ülkeden sınırdışı edilmiş veya geri gönderilmiş ya da sınırdışına sürülmüş olan bir yabancının, tekrar F.Almanya’ya giremeyeceğini ve ülkede ikamet edemeyeceğini, kendisine bu Kanun’un talep haksahipliği şartlarını yerine getirse dahi ikamet izni verilmeyeceğini, ancak bu durumun yazılı talep üzerine süreyle sınırlandırılabileceğini,  sürenin münferit durumun koşullarına göre belirleneceğini ve yalnız  yabancının ceza mahkemelerinde hüküm giyerek sınırdışı edilmiş olması ya da yabancının mevcudiyetinin kamu güvenliğini ve düzenine ağır bir tehlikeye düşürmesi hallerinde,  sürenin 5 yıldan fazla olabileceğini, sürenin Almanya’yı terk tarihinde başlayacağını ve yabancının bir barışı ihlal suçu, bir savaş suçu veya bir insanlık suçu işlemesi veya 58a maddesine göre bir sınırdışına sürme kararına istinaden Federal Almanya’dan sınırdışına sürülmüş olması halinde, sürelendirmenin yapılmayacağını hükme bağlamaktadır.

 

2.5. Eğitim Amacıyla İkamet

 

Kanun’un 16’ncı maddesi, bir yabancıya, yüksek öğrenim amacıyla oturma izni verilebileceği,  yüksek öğrenim amacının, yüksek öğrenime hazırlayan dil kursları ile yüksek öğrenime hazırlayan programları da içerdiği, yüksek öğrenim amaçlı oturma izninin geçerlilik süresinin, ilk verildiğinde ve uzatıldığında en az 1 yıl olduğu,  öğrenim ve yüksek öğrenime hazırlayan önlemler sırasında sürenin 2 yılı geçemeyeceği,  bir yabancıya öğrenim başvurusu yapabilmesi için de oturma izni verilebileceği,  öğrenim başvurusu amaçlı ikametin en fazla 9 ay olduğu ve ayrıca bu iznin yılda toplam 120 tam günü veya 240 yarım günü geçmeyen bir çalışma iznini içerdiği  hükmünü getirmektedir.

 

Söz konusu maddenin 4’üncü fıkrası, yüksek öğrenimin başarıyla tamamlanmasından sonra oturma izni, 18, 19, 19a ve 21’inci maddeler bağlamında yabancılar tarafından icrasına izin verilen ve yapılan öğrenime uygun bir iş aranması amacıyla 18 aya kadar uzatılabileceğini, oturma izninin bu zaman zarfında çalışma hakkı tanıdığını öngörmektedir.

 

Kanun’un 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası, “bir yabancıya, yüksek öğrenime hazırlık amaçlı olmayan dil kurslarına katılmak üzere ve istisnai durumlarda da okul öğrenimi için oturma izni verilebileceği hükmünü haizdir.

 

Söz konusu maddenin 6’nci fıkrası ise, bir yabancıya bulunduğu öğrenim programı çerçevesine diğer bir Avrupa Birliği üye ülkesinin bir eğitim kurumunda öğreniminin bir bölümünü yapmakla yükümlü olduğundan, öğreniminin bir bölümünü Federal Almanya’da bulunan bir eğitim kurumunda yapmak istediğinde veya 1’inci fıkranın şartlarının yerine getirmesi ve diğer üye ülkede başlanılan yüksek öğrenime Federal Almanya’da devam etmek istemesi veya başka bir ek öğrenime başlamak istemesi hallerinde ve Avrupa Topluluğu üye ülkeleri arasında bir öğrenci mübadelesi programına veya bir Avrupa Topluluğu öğrenci mübadele programına katılması ve diğer bir Avrupa Topluluğu üye ülkesinde asgari 2 yıllık bir yüksek öğrenime kabul edilmesi hallerinde yüksek öğrenim amaçlı oturma izni verileceğini hüküm altına almaktadır.

 

2.6. Diğer Eğitim Amaçlarına Uygun İkamet

 

Kanun’un 17’nci maddesi, yabancı uyrukluya Federal İş Ajansı’nın muvafakatıyla ve belirlediği koşullarla meslek eğitimi (Ausbildung) ve meslekte ilerleme eğitimi (Weiterbildung) amacıyla “oturma izni” verilebileceği esasını öngörmektedir.

 

Söz konusu maddenin 2’nci fıkrası meslek eğitiminin nitelikli meslek eğitimi olması halinde, oturma izni meslek eğitiminden bağımsız bir işin haftada 10 saate kadar icra edilmesine hak tanıdığını ve 3’üncü fıkrası ise nitelikli meslek eğitiminin başarılı bir şekilde tamamlanmasından sonra oturma izni elde edilen meslek diplomasına uygun 18 ve 21’inci maddeler hükümlerince yabancılar tarafından icrasına izin verilen bir işi aramak amacıyla  uzatılabileceğini, oturma izninin bu zaman zarfında çalışma hakkı tanıdığını hüküm altına almaktadır.

 

2.7. Kazanç Sağlayıcı Faaliyette Bulunma Amacıyla İkamet

2.7.1. Bir İşverene Bağlı Olarak Çalışma Amacıyla İkamet

 

Kanun’un 18’inci maddesinin 1’inci fıkrası, yabancı işgücünün istihdamının Almanya’nın ekonomik gereksinimlerine uygun olarak Alman istihdam piyasasındaki durum ve işsizlikle mücadele zorunluluğu gözönüne alınarak yapılacağını öngörmektedir.

 

Aynı maddenin 2’nci fıkrası, yabancıya Federal İş Ajansı’nın muvafakat etmesi veya çalışmaya Kanun Hükmünde Kararnameyle Federal İş Ajansı’nın muvafakatı olmaksızın izin verilmesi halinde ve Federal İş Ajansı’nın öngördüğü koşullar çerçevesinde bir işverene bağlı olarak çalışma amacıyla “oturma izni” verilebileceği hükmünü getirmektedir.

 

Kanun’un 18a maddesi ise, Almanya’da müsamahalı (geduldet) ikamet statüsüyle kalan mesleki nitelik sahibi yabancılara Federal İş Ajansı’nın muvafakat etmesi halinde mesleki nitelik gerektiren bir işte çalışmak üzere oturma izni verilebileceğini öngörmektedir.

 

2.7.2.  Almanya’da Üniversite Bitiren Yabancılar İçin Yerleşme İzni

 

01.08.2012 tarihinde İkamet Kanunu’nda yapılan değişiklikle Kanun’un 18a maddesiyle Federal Almanya’da devlete ait veya devletçe tanınan yüksek okullarda veya benzeri eğitim kurumlarında öğrenimini başarıyla tamamlayan  yabancılara; 18’nci, 18a,19a ya da 21’inci madde uyarınca iki yıldan beri oturma izni sahibi olması, öğrenimine uygun bir işyerinde istihdam edilmiş olması, yasal yaşlılık sigortasına asgari 24 ay zorunlu veya isteğe bağlı prim ödemiş olması ya da benzeri yardımlara hak kazanmak üzere bir sigorta veya sosyal bakım kuruluşuna ya da bir sigorta şirketine ödeme yapmış olduğunu kanıtlamış olması ve 9’uncu maddenin 1’nci fıkrasının 1’inci cümlesinin 2 nolu bendi ve 4’den 9’a bentleri hükümlerinin şartlarının mevcut olması halinde yerleşme izni verileceği hakkı tanınmıştır.

 

2.7.3. Nitelikli İşgücünün İş Araması İçin İkamet Statüsü

 

01.08.2012 tarihli kanun değişikliğiyle Kanun’un 18c maddesinde Alman veya tanınmış veya Alman yüksek okul diplomasıyla kıyaslanabilecek bir yabancı yüksek okul diploması sahibi ve geçimi temin edilmiş bir yabancıya, mesleki niteliğine uygun bir işyeri bulması amacıyla 6 aya kadar oturma izni verilebileceği ve oturma izninin çalışma hakkı tanımadığı öngörülmüştür.

 

2.7.4. Yüksek Vasıflı Yabancılara Yerleşme İzni

 

Kanun’un 19’uncu maddesi, yüksek vasıflı bir yabancıya; özel hallere münhasır olmak kaydıyla, Federal İş Ajansı’nın 39’uncu maddeye göre muvafakat vermiş olması veya 42’nci madde uyarınca çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararname ile ya da devletlerarası bir Anlaşma ile yerleşme izninin 39’uncu maddeye göre Federal İş Ajansı’nın muvafakatına gerek olmaksızın verilebileceğinin hüküm altına alınmış olması ve Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki hayat şartlarına uyum sağlanacağına ve devlet yardımı alınmaksızın geçimin temin edileceğine ilişkin varsayımın makul nedenlerinin bulunması halinde  yerleşme izni verilebileceğini öngörmektedir. Kanun, yüksek vasıflı yabancıları, bilhassa özel uzmanlık bilgisine sahip bilim adamları veya yüksek düzeyde işleve sahip öğretim elemanları veya yüksek düzeyde işleve sahip bilimsel çalışma yapan elemanlar olarak tadat etmektedir.

 

2.7.5. Avrupa Birliği Mavi Kart Uygulaması

 

Avrupa Konseyinin Ülkeye Giriş Şartları ve Üçüncü Ülke Vatandaşlarının Yüksek Nitelikli İstihdamına Yönelik  İkametleri hakkındaki 25 Mayıs 2009 tarih ve 2009/50/EG sayılı Direktifi (Avrupa Birliği Resmi Gazetesi 18.06.2009, L155 S.17) uyarınca getirilen yeni düzenleme ile 06.09.2013 tarihinde Almanya’da  yüksek nitelikli yabancıların çalışmalarına yönelik AB Mavi Kart uygulamasına başlanılmıştır.

 

Kanun’nun 19a maddesine göre bir yabancıya  mesleki niteliğine uygun bir  işi icra edebilmesi amacıyla, yabancının, Alman veya tanınmış veya Alman yüksek okul diplomasıyla kıyaslanabilecek bir yabancı yüksek okul diploması sahibi olması veya 2’nci fıkra uyarınca çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmesi halinde, asgari 5 yıllık bir meslek tecrübesi ile kanıtlanmış benzer bir mesleki kalifikasyon sahibi olması ve çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenen miktar kadar ücret alması halinde bir AB Mavi Kart verilir hükmünü getirmektedir.

 

Söz konusu maddenin 3’üncü fıkrasında, AB Mavi Kart’ın ilk defa verilirken azami 4 yılla sınırlandırılacağı, hizmet sözleşmesinin süresi 4 yıldan az olduğu hallerde, AB Mavi Kart’ın hizmet sözleşmesinin süresi kadar ve 3 ay daha fazla süre için tanzim edileceği veya uzatılacağı öngörülmüştür.

 

2.7.6. Bağımsız Çalışanların İkamet İzni

 

Kanun’un, “Bağımsız Çalışma” (selbständige Erwerbstätigkeit) başlıklı 21’inci maddesinin 1’inci fıkrası, Alman ekonomisinin çıkarı bulunması veya bölgesel özel ihtiyaçları karşılaması halinde yabancıya bağımsız çalışma amacıyla ikamet müsaadesi verilebileceğini, bu durumun özellikle ekonomi ve istihdam piyasası üzerinde olumlu etkiler yapması beklenen ve kendi sermayesi veya sağladığı krediyle gerçekleştirebilecek bir ticari yatırım fikrinin mevcudiyeti halinde yerleşme izni talebinin incelenmesinde, bu şartın kaideten yabancının 250.000 Avro’luk bir yatırım yapması ve asgari 5 kişiye istihdam sağlaması durumunda yerine getirildiğini ve  firmanın faaliyette bulunacağı yer için yetkili mercilerin ve meslek kuruluşunun görüşünün alınması gerektiğini hükme bağlamaktadır. Söz konusu maddenin 2’nci fıkrası, bağımsız çalışma amaçlı oturma izninin, devletler hukuku çerçevesinde karşılıklılık esasına dayalı yararlar sağlayacak olması halinde kamu çıkarı gerekçesiyle verileceğini; 2a fıkrası, Federal Almanya’da devlete ait veya devletçe tanınan yüksek okullarda veya benzeri eğitim kurumlarında öğrenimini başarıyla tamamlayan veya 18’nci madde veya 20’nci madde uyarınca araştırmacı veya bilim insanı olarak oturma izni sahibi olan bir yabancıya 1’inci fıkra hükmünden farklı olarak bağımsız çalışma amaçlı oturma izni verilebileceğini; 3’üncü fıkrası, 45 yaşını dolduran müteşebbislere, “oturma izni”nin ancak yaşlılıklarını güvence altına almış olmaları halinde verileceğini; 4’üncü fıkrası ise, “oturma izni”nin en çok 3 yıl süreli olabileceğini ve 3 yıl dolduktan sonra girişimciye tasavvurunu gerçekleştirmiş ve geçimini ve  kendisiyle beraber yaşamakta olan aile bireylerinin geçimini sağlamış olması halinde 9’uncu maddenin 2’nci fıkrası hükmünün istisnası olarak “yerleşme izni” verilmesi gerektiğini hükme bağlamaktadır.

 

2.7.7. Devletler Hukukundan Kaynaklanan veya İnsani ya da Politik Nedenlerle İkamet İzni

 

Kanun’un, “Devletler Hukukundan Kaynaklanan veya İnsani ya da Politik Nedenlerle İkamet” (Aufenthalt aus völkerrechtlichen, humanitären oder politischen Gründen) matlabını taşıyan 5’inci Kısmında yer verilen 22, 23, 24, 25 ve 26’ncı maddeleri, yabancı ülkelerden devletler hukuku gerekçelerine dayanan veya insani ya da politik nedenlerle Almanya’ya kabul edilen yabancıların oturma izinlerini düzenlemektedir.

 

2.7.8. Almanya’ya Kabul Edilen Yabancıların İkamet İzni

 

Kanun’un “Yabancı Ülkelerden Kabul” (Aufnahme aus dem Ausland) başlığını taşıyan 22’nci maddesi, yabancı ülkelerden devletler hukukuna ilişkin veya insani nedenlerle kabul edilen yabancıya “oturma izni” verilebileceğini, Federal İçişleri Bakanlığı veya onun belirleyeceği merciin Almanya’nın siyasi çıkarlarının korunmasını teminen Almanya’ya kabul edildiğini açıkladığı yabancıya “oturma izni” verilmesi gerektiğini, bu halde verilen “oturma izni”nin çalışma iznini de kapsadığı hükmüne yer vermektedir.

 

2.7.9. İyi Entegre Olmuş Çocuklara  ve Gençlere İkamet İzni Verilmesi

 

Kanun’un 06.09.2013 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 29a maddesinin 1’inci fıkrası,   Almanya’da doğmuş ya da 14 yaşını doldurmadan önce Almanya’ya giriş yapmış müsamahalı oturma izni ile ikamet eden bir yabancıya bir oturma izninin,  Almanya’da  yasal olarak, müsamahalı ya da istisnai oturma izni ile kesintisiz olarak 6 yıldan beri ikamet etmesi, Almanya’da 6 yıl başarıyla bir okula gitmiş ya da tanınmış bir okul veya meslek diploması edinmiş olması ve oturma izni talep dilekçesinin, 15’inci yaşın doldurulmasından sonra ve 21’inci yaşın tamamlanmasından önce verilmiş olması ve bu güne kadarki  eğitimi ve yaşam tarzı itibarıyla Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki hayat şartlarına uyum sağlayacağının mümkün görülmesi halinde verileceğini öngörmektedir.

 

 

2.8. Aile Birleşimi Nedeniyle İkamet İzni

2.8.1. Aile Birleşimi İlkesi

 

Kanun’un “Aile Birleşimi İlkesi” (Grundsatz des Familiennachzuges) başlıklı 27’nci maddesi, aile birliğinin Almanya’da sağlanması ve korunması amacıyla, yabancı uyrukluya Federal Anayasa’nın evlilik ve ailenin korunmasına ilişkin 6’ncı maddesi uyarınca „oturma izni“ verileceğini ve bu iznin uzatılabileceğini, aile birleşimi amacıyla oturma izni verilmesinden aile fertlerini getiren yabancının, aile fertlerinin veya  kendi kazancına  bağımlı olanların geçimlerini sağlayabilmek için “sosyal yardıma” muhtaç olması halinde ise iznin verilmesinden sarfınazar edilebileceğini hükme bağlamıştır.

 

2.8.2. Alman Uyruklunun Yabancı Uyruklu Aile Fertlerini Almanya’ya Getirmesi

 

Kanun’un Alman uyrukluların yabancı uyruklu aile fertlerini Almanya’ya getirmelerini düzenleyen 28’inci maddesi, Alman uyruklunun daimi ikametgahının Almanya’da olması koşuluyla, Alman uyruklunun yabancı uyruklu eşine, rüşt yaşını doldurmamış bekar çocuğuna ve reşit yaşta olmayan Alman uyruklu çocuğun anne babasından birinin “geçimini sağlamış olmak” koşulu aranmaksızın “oturma izni” verilmesi gerektiğini, iznin verilmesinde 5’inci maddenin 1’inci fıkrasının 2 ve 3’üncü bentlerinde öngörülen sınırdışı edilme nedeni  bulunmaması ve Almanya’da ikamet etmesinin Almanya Federal Cumhuriyeti’nin çıkarlarına halel getirmemesi” koşullarının aranmayabileceğini, Alman uyrukluların eş ve çocukları dışındaki yakınlarını getirmeleri konusunda Kanunun 31 ve 35’inci maddeleri hükümlerinin kıyasen uygulanacağını, verilen “oturma izni”nin “bağımlı ve bağımsız çalışma iznini” de kapsadığını hükme bağlamaktadır.

 

2.8.3. Yabancı Uyruklunun Aile Fertlerini Almanya’ya Getirmesi

 

Kanun’un 29’uncu maddesi, yabancı uyruklunun aile fertlerini Almanya’ya getirebilmesi için “yerleşme izni”, “oturma izni”, “Avrupa Topluluğu sürekli ikamet izni”,  veya “AB Mavi Kart” sahibi olması ve yeterli konutu bulunması koşullarını aramakta; insani nedenlerle Almanya’ya kabul edilmiş olan yabancı uyrukluların ise, eş ve rüşt yaşını doldurmamış bekar çocuklarını yanlarına getirmelerinde yukarıdaki koşullardan ve “geçimini sağlamış olmak” koşulundan muaf tutmaktadır. Bu maddeye göre verilecek “oturma izni”, aile ferdini getiren yabancının “bağımlı-bağımsız çalışma izni” bulunması halinde bu izni de içermektedir.

 

2.8.4. Eşlerin Getirilmesi

 

Kanun’un “Eşlerin Getirilmesi” başlığını taşıyan 30’uncu maddesi, yabancı uyruklunun eşine, yabancı uyruklunun ve eşinin 18 yaşını doldurmuş olmaları, aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelecek eşin basit de olsa derdini anlatabilecek Almanca bilgisine sahip olması, yabancının “oturma izni”, “yerleşme izni”, “Avrupa Birliği sürekli oturma izni” ya da “AB Mavi Kart” sahibi olması, 25’inci maddenin 1 veya 2’nci fıkralarına göre insani nedenlerle Almanya’ya kabul edilmiş olması, 2 yıldan beri “oturma izni” sahibi olması, evlilik bağının “oturma izninin” verilmesinden önce kurulmuş olması ve Almanya’da kalma süresinin 1 yılı aşacak olması halinde “oturma izni” verilmesi gerektiğini, bu müsaadenin süresinin aile birliği devam ettiği sürece geçimini sağlamış olmak ve yeterli konutu bulunmak koşulu aranmaksızın aile birliğine bağlı olarak uzatılabileceğini hükme bağlamaktadır.

 

2.8.5. Eşlerin Bağımsız Oturma İzni

 

Kanun’un, “Eşlerin Bağımsız İkamet Hakkı” başlığını taşıyan 31’inci maddesi ise, evlilik birliğinin sona ermesi durumunda, Almanya’ya gelen eşin “ikamet müsaadesi”nin süresinin evlilik birliğinin Almanya’da en az 3 yıl sürmüş olması (02.12.2013 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Kanun değişikliğiyle 2 yıllık süre 3 yıla çıkarılmıştır) veya evlilik birliğinin, eşin, evlilik birliği Almanya’da devam ederken vefat etmesiyle son bulmuş olması ve kendisinin, kendi kusuru olmaksızın süresi içinde başvuruda bulunamamış olması hali dışında geçerli “oturma izni” veya “yerleşme izni” olması halinde, aile birleşimi amacına bağlı olmaksızın 1 yıl uzatılacağını; eşin önemli ölçüde mağduriyete uğramasını önlemek amacıyla kendisine Almanya’da kalma olanağı tanınması gereken hallerde, “evlilik birliğinin Almanya’da en az 3 yıl sürmüş olması” koşulundan vazgeçilebileceğini hükme bağlamakta, eşin kendisi ile birlikte yaşayan bir çocuk sahibi olması halinde eşe Almanya’da ikamet olanağı tanınması gereken haller arasında sayılmaktadır. Söz konusu madde ayrıca, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra Almanya’ya aile birleşimi yoluyla gelmiş olan eşin geçimini ayrıldığı eşinden alacağı nafakayla  sağlayacak ve ayrıldığı eşinin “yerleşme izni” sahibi olması halinde, Almanya’ya aile birleşimi yoluyla gelen eşe de “yerleşme izni” verilmesi gerektiği, “sosyal yardım” almanın “oturma izninin” süresinin uzatılmasına mani teşkil etmediği ve bu halde “oturma izni”nin yerleşme izni talep hakkı doğana kadar süreli olarak uzatılabileceği hükümlerini getirmektedir.

 

2.8.6. Çocukların Getirilmesi

 

Kanun’un “Çocukların Getirilmesi” başlığını taşıyan 32’nci maddesinin 1’inci fıkrası, bir yabancının reşit olmayan bekâr çocuğuna, anne babanın her ikisinin veya velayet hakkına tek başına sahip anne veya babanın oturma izni, AB Mavi Kart sahibi, yerleşme izni veya AB Sürekli Oturma izni sahibi olması halinde oturma izni alabilme olanağı tanımaktadır.  2’nci fıkra ise reşit olmayan çocuğun 16 yaşını doldurması, anne ve babası olmadan veya velayet hakkına tek başına sahip anne ve babası olmadan mutat ikametini Federal Almanya’ya taşıması durumunda, çocuğun Alman diline vakıf olması veya bugüne kadarki eğitimi ve yaşam tarzı itibariyle Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki hayat şartlarına uyum sağlayacağının mümkün görülmesi halinde oturma izni alabileceğini öngörmektedir.

 

Söz konusu maddenin 4’üncü fıkrası, bunların dışında bir yabancının reşit olmayan bekâr çocuğuna, münferit vak’anın özelliğine istinaden özel bir mağduriyet halinin önlenmesi için gerekli olması halinde oturma izni verilebileceğini, oturma izni verilmesinde çocuğun esenliği ve geleceği  ile ailevi durumun dikkate alınacağını hüküm altına almıştır.

 

2.8.7. Almanya’da Doğan Çocuklar

 

Kanun’un “Çocuğun Almanya’da Doğması” başlığını taşıyan 33’üncü maddesi, Almanya’da doğan yabancı uyruklu çocuğa, annesinin “oturma izni” veya “yerleşme izni” veya “Avrupa Birliği sürekli ikamet izni” sahibi olması halinde Kanunun 5’inci maddesi hükmü dikkate alınmaksızın re’sen “oturma izni” verilmesi gerektiği hükmünü getirmekte, annesi ya da babası doğum sırasında “vize” sahibi olan veya Almanya’ya vizesiz girme hakkı bulunan çocuğun Almanya’daki ikametinin annesinin “vize” süresinin veya vizesiz ikamet süresinin dolacağı tarihe kadar “müsaadeli ikamet” sayılmasını öngörmektedir.

 

2.8.8. Çocukların İkamet Hakkı

 

Kanun’un “Çocukların İkamet Hakkı” başlığı altında yer alan 34’üncü maddesi, çocuğa verilmiş olan “oturma izni”nin süresinin, bakım yükümlülüğü altında olduğu anne veya babasının “oturma izni” veya “yerleşme izni” sahibi olduğu ve çocukla aile birliği içinde yaşadığı veya Almanya’dan ayrılması halinde 37’nci maddeye göre Almanya’ya dönme hakkını kullanma olanağı taşıdığı sürece 5’inci maddenin 1’inci fıkrasının 1’inci bendi ve 29’uncu maddenin 1’inci fıkrasının 2’nci bendi hükümleri dikkate alınmaksızın uzatılması gerektiğini ve rüşt yaşını dolduran çocuğun “oturma izni”nin, aile birleşimi amacından bağımsız “ikamet hakkı”na dönüştüğünü hükme bağlamaktadır.

 

2.8.8. Çocukların Aile Birleşimi Kapsamı Dışında Süresiz Oturma Hakkı

 

Kanun’un “Çocukların Bağımsız Süresiz İkamet Hakkı” başlığını taşıyan 35’inci maddesi, rüşt yaşını doldurmamış „oturma izni“ sahibi çocuğa, 16 yaşını doldurduğu tarihte 5 yıldan beri „oturma izni“ sahibi olması halinde, „geçimini sağlamış olmak“ koşulu aranmaksızın „yerleşme izni“ verilmesi gerektiği, rüşt yaşını dolduran yabancıya da 5 yıldan beri „oturma izni“ sahibi olması, yeterli düzeyde Almanca bilmesi ve geçimini sağlamış olması ya da öğrenim veya mesleki eğitim görmekte olması halinde „yerleşme izni“ verilmesi gerektiği ve  5 yıllık sürenin hesabında kural olarak yabancının Almanya dışında geçen okul  sürelerinin dikkate alınmayacağı hükmünü getirmektedir. Söz konusu madde, yabancının şahsi tutum veya davranışına  dayanan bir sınırdışı nedeni bulunması, son 3 yıl içinde gençlik veya hapis cezasına, ya da 180 günlük hapis cezası karşılığı para cezasına çarptırılmış olması veya öğrenim veya mesleki eğitim görmekte olması hali dışında geçimini ancak Sosyal Kanunun 2’inci ya da 12’nci Kitabına göre „sosyal yardım“ veya 8’inci Kitabına göre „gençlik yardımı“ alarak sağlayabilmesi halinde „yerleşme izni“ talebinde bulunamayacağını öngörmektedir.

 

Anılan madde, ayrıca, yabancının bedensel, akli veya ruhi bir rahatsızlığı veya özrü nedeniyle yeterli dil bilgisine sahip olmak ve geçimini sağlamış olmak koşullarını yerine getirememiş olması halinde bu koşulların aranmaması gerektiği hükmünü içermektedir.

 

2.8.9. Anne Babanın ve Diğer Aile Fertlerinin Getirilmesi

 

Kanun’un 36’ncı maddesinin 1’inci fıkrası, rüşt yaşını doldurmamış oturma izni  ve yerleşme izni sahibi yabancının Almanya’da çocuğun velayetini haiz anne ve babasından birinin bulunmaması halinde ebeveynine oturma izni verileceğini hüküm altına almıştır.

 

36’ncı maddenin 2’nci fıkrası ise, zorunluluk halinde (yabancının olağandışı mağduriyetini önlemek amacıyla) ailenin eş ve çocuklar dışındaki fertlerine de Almanya’da „oturma izni“ verilebileceğini öngörmektedir.

 

2.8.10. Almanya’ya Dönme Hakkı

 

Kanun’un 37’nci maddesi, daimi ikametgahı rüşt yaşını doldurmadan önce Almanya’da olan yabancı uyrukluya Almanya’da 8 yıl ikamet etmiş, bu süre içinde 6 yıl okula devam etmiş olması, geçiminin bizzat kendisi tarafından sağlanmış veya 3’üncü bir şahıs tarafından 5 yıllık bir süre için üstlenilmiş olması ve 15 yaşından itibaren 21 yaşını doldurmadan önce ve ancak Almanya’dan ayrıldığı tarihi izleyen 5 yıl içinde talepte bulunmuş olması şartıyla „oturma izni“ verilmesi gerektiğini,  zorunluluk halinde yabancının mağduriyetini önlemek  amacıyla yukarıdaki 1’inci ve 3’üncü koşuldan vazgeçilebileceğini ve yabancının Almanya’da okul mezunu olması halinde ilk koşuldan sarfınazar edilebileceğini hükme bağlamaktadır. Ayrıca 2a fıkrası, yabancının hukuka aykırı olarak şiddet veya azımsanmıyacak bir fenalık ile  tehdit edilerek evlenmeye zorlanmış ve Almanya’ya geri dönüşü engellenmiş olması ve cebir durumunun ortadan kalkmasından sonra 3 ay içinde, ancak Almanya dışına çıkışından sonra en geç 5 yıl dolmadan önce oturma izni başvurusunda bulunması ve bugüne kadarki  eğitimi ve yaşam tarzı itibarıyla Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki hayat şartlarına uyum sağlayacağının mümkün görülmesi halinde, 1’inci fıkranın 1’inci cümlesinin 1 ve 3 nolu bendi hükümlerinde belirtilen şartlardan sarfı nazar edilebileceği, yabancının hukuka aykırı olarak şiddet veya azımsanmıyacak bir fenalık ile  tehdit edilerek  evlenmeye zorlanmış ve Almanya’ya geri dönüşü engellenmiş olması ve cebir durumunun ortadan kalkmasından sonra 3 ay içinde, ancak Almanya dışına çıkışından sonra en geç 10 yıl dolmadan önce oturma izni başvurusunda bulunması ve yabancının 1’inci fıkranın 1’inci cümlesinin 1’inci bendi hükmünde belirtilen şartları yerine getirmesi halinde, kendisine oturma izni verileceği hüküm altına alınmıştır.

 

Söz konusu maddenin 5’inci fıkrası, Alman Sigorta Kurumlarından aylık alan yabancıya Almanya’dan ayrılmadan önce en az 8 yıl ikamet etmiş olması halinde kural olarak „oturma izni“ verilmesini öngörmektedir.

2.8.11. Eski Alman Vatandaşlarının İkamet Statüleri


Kanun’un 38’inci maddesinin 1’inci fıkrası, Alman vatandaşlığını kaybettiğinde Almanya’da 5 yıldan beri ikamet eden eski Alman vatandaşlarına yerleşme izni, Almanya’da 1 yıldan beri ikamet eden eski Alman vatandaşlarına ise oturma izni verilmesini öngörmektedir.

2.8.12. Avrupa Birliği Ülkelerinde Uzun Süreli İkamet Hakkı  Hamilleri  İçin  İkamet İzni

 

Kanun’un 38a maddesi  diğer Avrupa Birliği ülkelerinden birinde uzun süreli ikamet hakkı hukuksal statüsüne sahip bir yabancıya, Federal Almanya’da 3 aydan fazla ikamet etmek istemesi halinde oturma izni verileceğini öngörmektedir.

2.9. Yabancıların Çalışma İzni

Kanun’un yabancıların çalışma izinlerini düzenleyen 39’uncu maddesi, yabancının çalışmasına imkan veren bir „ikamet müsaadesi“nin, kanun hükmünde kararnameyle aksine hüküm getirilmedikçe sadece Federal İş Ajansı’nın muvafakatıyla verilebileceğini, bu muvafakatın ise, uluslararası anlaşmalar, kanun veya kanun hükmünde kararnamede öngörülmüş olması halinde mümkün olacağını hüküm altına almakta; muvafakatın verilebilmesi için ayrıca kanun kuvvetinde kararname veya uluslararası anlaşmalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça yabancının istihdamının istihdam piyasası üzerinde olumsuz etkiler doğurmayacak olması ve yabancının istihdam edileceği işte çalışabilecek Alman ve aynı önceliğe sahip yabancı uyruklu bulunmaması koşullarını aramaktadır. Söz konusu madde, muvafakatin belirli bir süre, mesleki faaliyet, belli bir işletme veya bölge ile sınırlanabileceğini öngörmektedir. Yasa’nın 40’ıncı maddesi, muvafakat talebinin hangi hallerde reddedilmesi gerektiğini, 41’inci maddesi ise, verilen muvafakatın hangi hallerde kısmen veya tümüyle iptal edilebileceğini düzenlemektedir.

2.10. Entegrasyonun Teşviki

Kanun’un, „Entegrasyon Kursu ve Programı“ başlığı altında yer verilen 43’üncü maddesi, devamlı olarak Almanya’da yaşayan yabancıların Almanya Federal Cumhuriyeti’nin ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamına uyum sağlamalarının  teşvik edileceği, yabancıların uyum çabalarının entegrasyon kurslarıyla destekleneceği, bu kursların Almanca, Alman hukuk düzeni ve Almanya tarihi derslerini içereceği, entegrasyon kurslarının özel veya kamu kuruluşlarınca açılacağı ve Federal Göç ve Göçmenler Dairesi’nin, Almanya genelinde uygulanmak üzere entegrasyon kurslarının yapısı, muhtevası, kapsamı, düzenlenme esasları ve bu kurslara katılımın temel koşullarını da belirleyecek bir „entegrasyon programı“ hazırlayacağı hükümlerini getirmektedir. Kanun’un „Entegrasyon Kursuna Katılma Hakkı“ başlığını taşıyan 44’üncü maddesi, ilk defa bağımlı veya bağımsız çalışma amacıyla verilmiş  çalışma iznini de içeren „oturma izni“, aile birliği amacıyla verilmiş „oturma izni“, insani nedenlerle verilmiş „oturma izni“ile belirli bir ikamet amacına bağlı olmayan „oturma izni“ sahibi olan ve devamlı olarak Almanya’da ikamet eden yabancıların, entegrasyon kurslarına „bir defa“ katılma hakları olduğunu, ayrıca devletler hukuku düzenlemelerine göre veya insani ya da politik nedenlerle „oturma izni“ veya „yerleşme izni“ verilmiş olan yabancıların da „entegrasyon kursu“na katılmalarına izin verileceğini öngörmektedir. Kanun’un „Entegrasyon Kursuna Katılma Yükümlülüğü“ başlığı altında yer verilen 45’inci maddesinin 1’inci fıkrası, „44’üncü maddeye göre entegrasyon kursuna katılma hakkı olan yabancı, basit şekilde de olsa Almanca dilinde anlaşamaması halinde kursa katılmakla yükümlüdür“ hükmünü getirmekte; 2’nci fıkrası ise yabancının kursa katılma yükümlülüğünden, Almanya’da öğrenim veya mesleki eğitim görmekte olması, benzeri nitelikteki öğretim veya eğitim kurumlarından birine devam ettiğini belgelemesi veya kursa katılmasının devamlı olarak mümkün olmaması veya kendisinden kursa katılmasının beklenememesi halinde, kısmen veya tamamen muaf tutulabileceğini hükme bağlamakta, 3’üncü fıkrası ise, yabancının, 1’inci fıkra hükmünden doğan kursa katılma yükümlülüğünü, kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle yerine getirememesi halinde yetkili Yabancılar Dairesinin, yabancıyla oturma izninin süresinin uzatılmasından önce yükümlülük ihlalinin sonuçlarına işaret eden bir görüşme yapmasını öngörmektedir.

2.11. Kamu Düzeni İle İlgili Hükümler


Siyasi Faaliyetin Yasaklanması ve Sınırlanması başlığı altında yer verilen Kanun’un 47’nci maddesi, yabancılara genel hükümlere göre siyasi faaliyette bulunma hakkı tanımakta ve bu hakkın sınırlandırılabileceği halleri düzenlemektedir.

2.12. İkametin Sona Erdirilmesi, 6 Aydan Fazla Almanya Dışında İkamet Hakkı

2.12.1. Almanya’yı Terk Yükümlülüğü

Kanun’un „Almanya’yı Terketme Yükümlülüğü“ başlığını taşıyan 50’nci maddesinin 1’inci fıkrası, yabancının gerekli ikamet müsaadesine sahip olmaması veya ikamet müsaadesinin süresinin dolmuş olması ve Avrupa Birliği-Türkiye ortaklık hukukundan doğan bir „ikamet hakkı“ bulunmaması halinde Almanya’yı terketmekle yükümlü olduğunu hüküm altına almaktadır. Alman yabancılar mevzuatında ilk kez yer alan bu hüküm çerçevesinde Türkiye-AB ortaklık hukukuna göre Almanya’da çalışma ve buna bağlı olarak oturma hakkı kazanan bir Türk uyrukludan geçerli „oturma izni“ bulunmadığı gerekçesiyle Almanya’yı terk etmesi istenememektedir.

2.12.2. İkametin Yasallığının Sona Ermesi

Kanun’un, „İkametin Yasallığının Sona Ermesi, Sınırlamaların Geçerli Kalması“ başlığı altında yer alan 51’inci maddenin 1’inci fıkrası ile „ikamet müsaadesi“nin geçerlilik süresinin sona ermesi, verilme koşullarından birinin ortadan kalkması, geri alınması, iptali, yabancının sınırdışı edilmesi, yabancının geçici olmayan bir nedenle Almanya’dan ayrılması veya Almanya’dan ayrılan yabancının 6 ay veya Yabancılar Dairesi’nce belirlenen daha uzun bir süre içinde Almanya’ya dönmemesi, Kanunun 22 veya 23’üncü maddelerine ya da 25’inci maddesinin 3, 4 ve 5’inci fıkralarına göre „ikamet müsaadesi“ verilen yabancının sığınma talebinde bulunması hallerinde hükmünü kaybetmesini öngörmektedir. Söz konusu fıkra hükmüne göre, Almanya’ya birden fazla giriş için verilmiş veya 3 aydan fazla süreli „vize“ için, 6 ve 7’nci bentler hükümleri uygulanmamaktadır.

 

Kanun’un 51’inci maddesinin 2’nci fıkrası, en az 15 yıldan beri Almanya’da bağımlı veya bağımsız olarak çalışan ve geçimini güvence altına almış olan bir yabancı uyruklunun ve eşinin „yerleşme izninin” 6 ve 7’nci bentlerde öngörülen hallerde yabancının Almanya dışında 6 aydan fazla kalması durumunda hükmünü kaybetmeyeceği, ayrıca, Bir Alman ile evlilik birliği içerisinde yaşayan bir yabancının yerleşme izni, 54’üncü maddenin 5’den 7 nolu hükümlerine veya 55’inci maddenin 2’nci fıkrasının 8’den11 nolu hükümlerine göre sınır dışına sürme sebebi olmaması kaydıyla, 1’inci fıkranın 6 ve 7 nolu hükümlerinde belirtilen hallerde geçerliliğini kaybetmeyeceği kuralını getirmektedir.

 

51’inci maddenin 3’üncü fıkrası, yabancının Almanya’ya tekrar dönme süresini sadece ülkesindeki askerlik hizmeti nedeniyle geçirmiş ve terhis tarihini izleyen 3 ay içinde Almanya’ya dönmüş olması halinde, ikamet müsaadesinin hükmünü kaybetmesini önlemektedir. Bu düzenlemeyle, askerlik görevi süresince ülkelerinde kalan yabancıların, bu meyanda vatandaşlarımızın Almanya’da sahip oldukları ikamet statüleri güvence altına alınmıştır.

 

51’inci, maddenin 4’üncü fıkrası ise, Yabancının, doğası gereği geçici bir nedenle ülkeden ayrılmak istemesi ve yerleşme izni sahibi olması veya Federal Almanya dışındaki ikametinin Almanya Federal Cumhuriyeti’nin çıkarları için faydalı olması halinde 1’inci fıkranın 7 nolu hükmüne göre kaideten daha uzun bir süre belirleneceğini, yabancının 37’nci maddenin 1’inci fıkrasının 1’inci cümlesinin 1 nolu bendi hükmü şartlarını yerine  getirmesi ve hukuka aykırı olarak şiddet veya azımsanmıyacak bir fenalık ile tehdit edilerek evlenmeye zorlanmış, Almanya’ya geri dönüşü engellenmiş olması ve cebir durumunun ortadan kalkmasından sonra 3 ay içinde, ancak Almanya dışına çıkışından sonra en geç 10 yıl dolmadan önce Almanya’ya yeniden girmesi halinde, 1’inci fıkranın 6’ncı ve 7’nci bendleri hükümlerinden farklı olarak ikamet izni geçerliliğini kaybetmeyeceğini hüküm altına almıştır.

 

Yerleşme izninin geçerliliğini sürdürdüğünün kanıtlanması için talep edilmesi halinde en son mutat ikamet yerindeki Yabancılar Dairesi belge düzenlemektedir.

 

Söz konusu maddenin 10’uncu fıkrasına göre, 1’inci fıkranın 7 nolu bendi hükmünden farklı olarak AB Mavi Kart ve 30’uncu, 32’nci, 33’üncü veya 36’nci madde hükümlerine göre AB Mavi Kart hamili kişilerin aile bireylerine verilen oturma izinleri için  süre 12 aydır.

2.13. Harçlar

Kanun’un “Harçlar” başlıklı 69’uncu maddesi, idari işlem harçlarının üst sınırlarını “oturma izni” için  120 Avro, „yerleşme izni“ için 260 Avro, “AB Mavi Kart” için 140 Avro, “AB Sürekli oturma izni” için 260 Avro,  „oturma izninin süresinin ve AB Mavi Kartın uzatılması“ için 100 Avro, “vize“ ve pasaport ve kimlik yerine geçen „belge“ için 100 Avro ve diğer idari işlemler için ise 30 Avro olarak belirlemektedir.

 

ÖNEMLİ!!!

Diğer taraftan, Federal İdare Mahkemesi’nin, 19 Mart 2013 tarih ve BVerwG 1 C 12.12 sayılı Karar’ı gereği, Türk vatandaşlarından ikamet izni düzenlenmesi için alınan harçların AB ülkeleri vatandaşlarından alınan harçlardan fazla olamayacağından ve bu tür bir idari işlemin Türkiye AB ortaklık hukukunun ihlali anlamına geldiğinden dolayı Türk vatandaşlardan 69’uncu madde uyarınca yapılan idari işlemlerde “süreli oturma izni,”  için ücret alınmazken, “oturma izni” ve “AB Mavi Kart” düzenlenmesi için 28,80 Avro, 24 yaşını doldurmamış olanlardan bu işlem için 22,80 Avro harç bedeli kesilir.

Okunma 91715 defa